Fındık kabuğu deyip geçmeyin, içine birçok sorun sığıyor!
Fındık, Karadeniz Bölgesi’nin geçim kaynaklarından biri. Fındığın kabuğu da yakacak olarak kullanılır bölgede. Ama fındık kabuğunun bir başka şöhreti vardır ki; içini doldurmayacak kadar küçük problemler önemli sorunlara yol açar. Ve biz her seferinde “fındık kabuğu”nu doldurmayan bir meselede hayati hatalar yapar, yanlış kararlar alırız. Fındık kabuğu mu büyüktür, yoksa bizim küçük dediğimiz sorunlar mı bilinmez?
Fındık kabuğunun içini doldurmayan sorunlar, incirin çokça yetiştiği bölgelerde incirin çekirdeğine dönüşür. Kavgalar edilir, evlilikler yıkılır, öfkeler diz boyunu aşar, sorunlar “incir çekirdeği”nin boyutunu aşamaz. Aslında neden sudan sebeplerin bu kadar yıkıcı ve yıpratıcı olduğunu hiç düşünmeyiz.
Baba oğlunu, koca eşini, eşi kayınvalidesini, kayınvalide damadını, damat kayınbiraderini, kayınbirader gelini, gelin görümcesini, görümce de gelinin annesini iğneler… Dilin kemiği olmadığından neyin kastedildiğini anlamak zor olur. Genelde de en kötü mana ne ise o çıkarılır:
- Aslında bana kötü bir şey ima etti. Açıktan söylemiyor; ama ben onun ne düşündüğünü biliyorum.
Niyet okumanın henüz ilmen ispatı mümkün değil. Ama insanların niyet okuma gibi bir meziyetleri de yok sayılamaz. Her hareketten bir mana çıkarılıp, neden yaptığı ya da neden yapmadığı üzerinde fikir yürütmelerin bir müddet sonra kanaatlere dönüştüğü gözlenir. Herkese bir kalıp çizilir ve o kalıp içine oturtulur. Niyet okuyanlar, belki farkında olmadan yapılan her hareketi eksi hanesine yazdıkları için suç dosyasının kabarmasını sağlar. Neticede baba oğlundan, oğlan kız kardeşinden, damat kayınvalidesinden, gelin kayınpederinden.. bir sorun yumağı üretmeyi başarır. Niyet okumayla pire deve olur. Böylece fındık kabuğunu doldurmadığı söylenilen dertler, mercek altında yüz kat büyütülerek görülür hale gelir. Niyet okumayı iş edinenler, yolda yan bakanlardan, caddede yol vermeyenlerden de öfkelerini çıkarır. Fındık kabuğunu doldurmadığı söylenen meselelerden adam öldürüldüğü, insanlara kıyıldığı, evliliklerin yıkıldığı, çocukların tartaklandığı, siyasi linçlerin yapıldığını görür; ama ders almayı düşünmeyiz.
Fındık kabuğunun içini doldurmayan sorunlar, incirin çokça yetiştiği bölgelerde incirin çekirdeğine dönüşür. Kavgalar edilir, evlilikler yıkılır, öfkeler diz boyunu aşar, sorunlar “incir çekirdeği”nin boyutunu aşamaz. Aslında neden sudan sebeplerin bu kadar yıkıcı ve yıpratıcı olduğunu hiç düşünmeyiz.
Baba oğlunu, koca eşini, eşi kayınvalidesini, kayınvalide damadını, damat kayınbiraderini, kayınbirader gelini, gelin görümcesini, görümce de gelinin annesini iğneler… Dilin kemiği olmadığından neyin kastedildiğini anlamak zor olur. Genelde de en kötü mana ne ise o çıkarılır:
- Aslında bana kötü bir şey ima etti. Açıktan söylemiyor; ama ben onun ne düşündüğünü biliyorum.
Niyet okumanın henüz ilmen ispatı mümkün değil. Ama insanların niyet okuma gibi bir meziyetleri de yok sayılamaz. Her hareketten bir mana çıkarılıp, neden yaptığı ya da neden yapmadığı üzerinde fikir yürütmelerin bir müddet sonra kanaatlere dönüştüğü gözlenir. Herkese bir kalıp çizilir ve o kalıp içine oturtulur. Niyet okuyanlar, belki farkında olmadan yapılan her hareketi eksi hanesine yazdıkları için suç dosyasının kabarmasını sağlar. Neticede baba oğlundan, oğlan kız kardeşinden, damat kayınvalidesinden, gelin kayınpederinden.. bir sorun yumağı üretmeyi başarır. Niyet okumayla pire deve olur. Böylece fındık kabuğunu doldurmadığı söylenilen dertler, mercek altında yüz kat büyütülerek görülür hale gelir. Niyet okumayı iş edinenler, yolda yan bakanlardan, caddede yol vermeyenlerden de öfkelerini çıkarır. Fındık kabuğunu doldurmadığı söylenen meselelerden adam öldürüldüğü, insanlara kıyıldığı, evliliklerin yıkıldığı, çocukların tartaklandığı, siyasi linçlerin yapıldığını görür; ama ders almayı düşünmeyiz.
